.

15 Aralık 2012 Cumartesi

Tribünün Medyası: Fanzinler



2005 yılında Immo Guitti editörlüğünde, grubumuz CK üyeleri tarafından Fenerbahçe tribünlerine ithaf edilen fanzinimiz için, editör Immo Guitti ile bir röportaj gerçekleştirdik.

“Fanzinler, Türkiye'de pek yaygın olmayan yayınlar. Öncelikle bu konuda neler söyleyeceksin?”
“1991 yılında Mondo Trasho ile başlayan ve yayıncılık adına önemli bir furya oluşturan fanzinlerin tribünlere uğraması biraz geç olmuştur.”

“Cefakar Maraton her ne kadar düzenli olarak yayınlanmasa da çıktığı dönemlerde epey ilgi görmüştü. Ne kadar basılmıştı?”
“2005 yılında ilk sayısı ile Fenerbahçe tribünlerine armağan edilen Cefakar Maraton, iki sayısı ile düzenli olarak yayın yapsa da üçüncü sayısını ancak 2009 yılında çıkarabilmiştir. Fanzinlerin aslında düzensiz aralıklarla çıktığı hesaba katılırsa bu çok yadırganacak bir durum olmasa da en büyük hayalim sandıklardan çıkarıp yer yer okuduğum bu derginin düzenli olarak yayın yapmasıydı. İlk iki sayısı yaklaşık bin adet çıkmış, özellikle tribünde çıktığı gün tüketilmiştir. Daha sonra da Türkiye'nin muhtelif yerlerine kargo ile gönderilmiştir. Üçüncü sayısı ise üç bin adet basılmış ve geriye sadece anı olsun diye saklanan birkaç nüshası kalmıştır. Üçüncü sayının ardından ise özel bir sayı ile küçük/cep boyutunda çıkarılmıştır. Fanzinin bu sayısı hiçbir kitapçıya verilmemiş yaklaşık iki bin adet tribünde dağıtılmıştır.”

“Kimler yazıyordu fanzinde?”
“Öncelikle CK'daki arkadaşlarımızın kaleminden çıksa da, tribünümüzden insanların da yazdığı bir yayındı. Aynı zamanda Birmingham Zulus Firm'den Paul söyleşileri, Chelsea taraftarı Chairul Kate gibi konuk yazarlarımız da fanzinde bulunuyordu.”

“Dışarıdaki tribünlerde fanzinler ne durumda?”
“Açıkçası fanzinler, tribün medyası haline gelmiş durumda. Türkiye'de birkaç kişi tarafından yoğun uğraşlarla çıktığı için bu kültür eksik kalmış durumda. Tabii ki bunu tribünler anlamında söylüyorum. Eksiklikten kastım ise sürekliliğin olmamasından kaynaklanıyor. Yoksa Türkiye'de de bu alanda yapılmış güzel örnekler var karşımızda. Ne yazık ki, fanzinleri Türkiye'de tribünün medyası haline getiremedik. Her defasında futbol ülkesi olarak uyutulduğumuz ülkemizde futbol yayıncılığı uğruna en güzel işin yıllar önce yazılan Can Kozanoğlu'nun "Bu maçı alıcaz!" kitabı olduğu düşünüldüğünde eksiklik göze çarpacaktır.”

“Neden Cefakar Maraton?”
“Ne zaman birileri bir zamanlar Fenerbahçe Stadındaki "maraton" tribününden bahsetse, kalbim hızlı çarpar. Bir betonarmeye mi aşık olmuştum, yoksa anılar mıydı her seferinde kalp spazmına yol açan? Sanırım benim gibi düşünen çok kişi vardır.”

“Cefakar Maraton'un tekrar çıkma olasılığı nedir?”
“Tekrar çıkma olasılığındansa, düzenli olarak ne zaman çıkabileceği beni düşündürüyor. Elbet bir gün, diyebiliriz.”